Zamanın birinde, en bilinmeyen evresinde…
Bir adam yaşarmış dünyanın en kuytu köşesinde. Bu adamı herkes görürmüş ama adam kendini görmezmiş. Oysa ne kadar çok istermiş kendi yüzünü görmeyi. Hep merak edermiş nasıl bir yüzü olduğunu. Pek bilmezmiş kendini, pek tanımlayamazmış. Sürekli olarak aynanın karşısına geçermiş fakat kendisini göremezmiş. Bu durum onu kendi içine kapanık bir hale getirip, kendi içinde yalnızlaştırmış.
Adam susmuş. Uzunca bir süre sessiz kalmış. İçinde büyük bir kızgınlık hissi varmış. Kırmış bütün aynaları ve kızmış cisimleri gösteren her şeye. Yere indirmiş cam, çerçeve ve buna benzer her ne varsa.
Bir gün tek başına yaşadığı evin kapısı çalmış ve adam inanamamış. Onca yıl tek bir kişi çalmamıştı bu kapıyı. Oysa o kadar hasretti ki bir başkasını görmeye. Kendisini görememe durumu, kendi içinde başkalarını görmeye de engel olmuştu. Adam kendi kendine: “Bir yanlışlık olmuştur. Her kimse kapıyı çalan çekip gider.” diye söylenmiş.
Derken kapı tekrar çalmış ve adeta bir musiki gibi kulakları mest eden bir ses duymuş: “Kimse yok mu acaba?”
Adam, içinde daha önce hiç yaşamadığı bir hisse kapılmış ve istemsiz bir şekilde kapıya koşmuş. Hemen açmış kapıyı fakat kafasını kaldırıp bakamamış kapıda duran kadına.
“Merhabalar. Ben Ceylin.”
“Ceylin.” diye tekrar etmiş adam. “Ceylin, cennete açılan kapı.” diye geçirmiş içinden.
“Şey. Rahatsız ettim kusura bakmayın lütfen ama ben camları bu şekilde kırık görünce gelip bakmak istedim. Merak ettim sizi.”
Adam, duydukları karşısında şaşırıp kalmış: “Beni mi merak ettiniz?” diye sormuş.
“Evet! Sizi merak ettim.”
“Bu güne kadar kapımı çalan olmadı ve beni merak eden hiç olmadı.” demiş adam.
“Ben en başından beri sizi çok merak ediyorum aslında. İçinizde büyük bir sır barındıran bir hal var ve bu sırra ulaşmak bende büyük bir merak uyandırıyor.”
“Gerçekten mi?”
“Gerçekten. Nasıl olduğunu dahi bilmediğiniz yüzünüze dokunmak hissi beni heyecanlandırıyor. Aslında dokunmak istediğim elbette kalbiniz.”
Adam bir şaşkınlık daha yaşamış ve yüreğinden kelimelerin dökülmesine izin vermiş: “Kalbime, kapıya ilk vurduğunuz ve sesinizin kulağıma ulaştığı o ilk anda dokunmuş oldunuz zaten. Bu dünyada dahi, isminizdeki manada olduğu gibi bana cennete açılan kapı oldunuz.”
Adam göremediği ve çokça merak ettiği yüzünü Ceylin’in gözbebeklerine bakınca görmüş ve o günden sonra Ceylin onun için yüzünü gösteren bir ayna olmuş.
Daha Fazla Hikaye Okumak İçin Hikaye Oku Kategorimizi Ziyaret Edebilirsiniz.