Ezop Masalları

Çiftlikteki Kurt Masalı

Ormanda kış gelmiş, her yeri beyaz kar örtmüştü. Kalın ağaçların arasında yaşayan yaşlı bir kurt vardı. Bu kurt, artık eskisi kadar hızlı koşamıyor, avlarını yakalayamıyordu. Günlerdir karnı açtı ve bu açlık onu yavaş yavaş zayıflatıyordu. Her gün biraz daha güçten düşüyor, avlanmak için gereken çevikliğini kaybediyordu.

Bir sabah, açlıktan bitkin düşmüş halde uyandı ve son bir çare olarak ormanın kenarındaki çiftliğe gitmeye karar verdi. Belki orada kolay bir av bulabilirdi. Yavaşça, ormanın kenarına kadar ilerledi ve çiftliği uzaktan izlemeye başladı.

ciftlikteki yasam

Çiftlikteki Yaşam

Çiftlik, ormanın tam kenarında, küçük bir tepenin yamacındaydı. Büyük bir ahır, onun yanında kümes, biraz ötede ağıllar vardı. Çiftlik sahibi, ailesinden miras kalan bu topraklarda çalışkan bir adam olarak yaşıyordu. Koyunları, keçileri, tavukları, bir ineği ve koruyucu köpeği Karabaş vardı.

Karabaş, çiftliğin en değerli hayvanıydı. Büyük, güçlü ve cesur bir köpekti. Gece gündüz çiftliği koruyor, hiçbir yabancının yaklaşmasına izin vermiyordu. Keskin duyuları sayesinde, tehlikeyi kilometrelerce öteden hissedebiliyordu. Çiftlik sahibi, Karabaş sayesinde huzurla uyuyabiliyordu.

Koyunlar ve keçiler gün boyunca çiftliğin çevresindeki yeşil otlaklarda otluyor, tavuklar kümeste ve çevresinde dolaşıyor, inek ise ahırın yanındaki küçük alanda keyifle geviş getiriyordu. Çiftlikte huzurlu ve düzenli bir yaşam vardı.

kurdun plani

Kurdun Planı

Kurt, birkaç gün boyunca çiftliği uzaktan izledi. Karabaş’ın ne kadar dikkatli olduğunu, çiftlik sahibinin hayvanlarına ne kadar iyi baktığını gördü. Doğrudan saldırmanın imkansız olduğunu anladı. Kurnaz kurt, bir plan yapmaya karar verdi.

Bir gece, dolunay ışığında, yavaşça çiftliğe yaklaştı. Karabaş hemen havlamaya başladı, ama kurt ona saldırmadı. Biraz uzakta durdu ve konuşmaya başladı:

Ey cesur bekçi köpek, sana zarar vermek için gelmedim. Seninle konuşmak istiyorum. Ben de bir zamanlar senin gibi güçlü ve özgürdüm, ama şimdi yaşlandım ve açlıktan ölmek üzereyim. Bana biraz yardım etmeni istiyorum.

Karabaş şüpheyle kurdun sözlerini dinledi. Ona güvenmiyordu ama yine de ne istediğini öğrenmek için onu dinlemeye devam etti.

dostluk teklifi

Dostluk Teklifi

Kurt, köpeğe yaklaşarak devam etti:

Bak, sen burada bağlı yaşıyorsun. Her gün aynı yerde, aynı işi yapıyorsun. Ama ben özgürüm, ormanda istediğim yere gidebiliyorum. Gel, benimle ormana gel. Birlikte avlanalım, özgürce yaşayalım. Neden burada bir insana hizmet ediyorsun ki?

Karabaş, kurdun boynundaki tasmadan kaynaklanan iz bandını fark etti ve sordu:

Boynundaki bu iz ne?

Kurt, hemen cevap verdi:

O önemli değil, sadece küçük bir yara. Ormanda bir dalın çarptığı yer. Gel, benimle ormana gel ve gerçek özgürlüğün tadını çıkar.

Karabaş, kurdun yalanını anladı. O iz, bir zamanlar kurdun da bir insana ait olduğunu, belki de bir tasmaya bağlı yaşadığını gösteriyordu. Ama Karabaş, kendi durumundan memnundu ve cevap verdi:

Hayır, dostum. Ben burada mutluyum. Sahibim bana iyi bakıyor, beni seviyor ve bana güveniyor. Ben de onun güvenini boşa çıkarmam. Burada bir görevim var ve bu görevi seviyorum. Ayrıca, boynundaki o iz, senin de bir zamanlar bağlı yaşadığını gösteriyor. Öyle değil mi?

Kurt, köpeğin zekâsına şaşırdı ve eski günleri hatırladı.

kurdun gecmisi

Kurdun Geçmişi

Kurt, gençliğinde bir çobanın yanında yaşamıştı. Çoban ona iyi bakıyor, onu besliyor, ama aynı zamanda onu tasmayla bağlı tutuyordu. Kurt, bir gün tasmasını koparmış ve ormana kaçmıştı. Özgürlüğüne kavuşmuştu ama aynı zamanda güvenliğini ve düzenli yemeklerini kaybetmişti.

Ormanda yaşamak, başta hayal ettiği gibi kolay değildi. Avlanmak, barınmak, kendini diğer yırtıcılardan korumak zorundaydı. Şimdi yaşlanmıştı ve artık kendine bakamıyordu. Çaresizdi ve bir kez daha insanların yanına dönmeyi düşünüyordu.

Karabaş, kurdun hikâyesini dinledi ve ona acıdı, ama yine de tedbiri elden bırakmadı. Kurt, tehlikeli bir yırtıcıydı ve çiftlikteki hayvanlara zarar verebilirdi.

anlasma teklifi

Anlaşma Teklifi

Kurt, köpeğin kendisine güvenmediğini görünce yeni bir teklifte bulundu:

Peki, seninle bir anlaşma yapalım. Ben her gece gelip çiftliğin etrafında nöbet tutayım. Sen de bana karşılığında biraz yiyecek ver. Böylece sen biraz dinlenmiş olursun, ben de aç kalmam.

Karabaş düşündü. Bu teklifin altında bir hile olabilirdi. Ama yine de kurda bir şans vermeye karar verdi:

Tamam, ama bir şartla. Çiftliğe yaklaşmayacaksın. Ormanın kenarında kalacak ve sadece uzaktan bakacaksın. Ben sana her gün yiyecek getiririm.

Kurt, bu şartları kabul etti. Her gece ormanın kenarında bekliyor, Karabaş da ona yiyecek götürüyordu.

kurdun ihaneti

Kurdun İhaneti

Bir süre her şey yolunda gitti. Kurt ve köpek arasında garip bir dostluk gelişti. Karabaş, kurdun hikâyelerini dinliyor, kurt da köpeğin çiftlikteki yaşamı hakkında bilgi alıyordu.

Ancak bir gece, Karabaş hastalandı. Yüksek ateşi vardı ve yerinden kalkamıyordu. Çiftlik sahibi onu kulübesine götürdü ve tedavi etmeye çalıştı. O gece çiftlik savunmasız kaldı.

Kurt, fırsatı değerlendirmek istedi. Yavaşça çiftliğe yaklaştı. Ama içinde bir çelişki vardı. Bir yandan açlığı ve av içgüdüsü onu çiftlikteki hayvanlara saldırmaya itiyordu, diğer yandan ise Karabaş’a verdiği sözü hatırlıyordu.

vicdanin sesi

Vicdanın Sesi

Kurt, kümese yaklaştığında, içeride uyuyan tavukları gördü. Kolay bir av olacaklardı. Tam saldırmak üzereyken, Karabaş’ın hasta halde ona güvendiğini hatırladı. Eğer şimdi saldırırsa, bu güveni boşa çıkarmış olacaktı.

İçindeki mücadele uzun sürdü. Açlık ve sadakat arasında kalan kurt, sonunda vicdanının sesini dinledi ve geri çekildi. O gece, aç kalmayı tercih etti ama dostuna ihanet etmedi.

Ertesi sabah, Karabaş biraz iyileşmişti. Zayıf adımlarla kurdun beklediği yere gitti. Kurt oradaydı, açtı ama sabırlı bir şekilde bekliyordu.

gercek dostluk

Gerçek Dostluk

Karabaş, kurdun çiftliğe saldırmadığını anladı. Ona getirdiği yiyeceği verirken, minnettarlıkla konuştu:

Teşekkür ederim dostum. Dün gece hasta olduğumu ve çiftliğin savunmasız kaldığını biliyordun, ama saldırmadın. Bu, gerçek bir dostluk işaretidir.

Kurt, utanarak cevap verdi:

Doğrusu, saldırmayı düşündüm. Açlık beni zorluyordu. Ama sana verdiğim sözü hatırladım ve yapamadım. Belki de yaşlandıkça biraz bilgelik kazanıyorum.

O günden sonra, kurt ve köpek arasındaki dostluk daha da güçlendi. Çiftlik sahibi, zamanla kurdun varlığından haberdar oldu ve Karabaş’ın ona güvendiğini görünce, onu da kabul etti. Kurt, artık ormanın kenarında, küçük bir kulübede yaşıyor ve geceleri Karabaş ile birlikte çiftliği koruyordu.

Çiftlikteki Kurt Masalının Ana Fikri

Bu hikâye, bize gerçek dostluğun güven üzerine kurulduğunu, sözünde durmanın ne kadar önemli olduğunu öğretir. Kurt, açlığına ve içgüdülerine rağmen doğru olanı seçti ve bunun karşılığını aldı. Bazen hayatta en zor kararlar, en doğru olanlardır. Ve gerçek dostluk, zorluklarda bile birbirine sadık kalmaktır.

Ayrıca, kurt ve köpek arasındaki bu dostluk, farklılıklarımıza rağmen birbirimizle anlaşabileceğimizi gösterir. Doğada düşman gibi görünen iki canlı bile, karşılıklı saygı ve anlayış ile dostluk kurabilir.

Tüm hayvanlar bu hikâyeyi dinlediğinde, düşmanlıkların bile dostluğa dönüşebileceğini öğrendiler. Ve ormanda, çiftlikte, her yerde bu hikâye anlatıldı, kuşaktan kuşağa aktarıldı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu