Okyanuslardan çok uzakta, yüksek ve rüzgarlı dağların tepelerinden birinde, büyük ve görkemli bir krallık varmış. Bu krallık bütün diyara hükmederek düzeni sağlamakla görevliymiş. Krallığın birçok büyücüsü, ejderhaları, esrarengiz yaratıkları, cüceleri ve insanları varmış. Birbirinden farklı bu canlılar arasında farklı birlikler oluşturarak krallığın farklı bölgelerine konuşlandıran krallık yönetimi, savaşların, isyanların bastırılmasını amaçlarmış.
Bu krallıkta yaşamakta olan bir cüce, bir gün, saraydaki işlerini yanlışlıkla berbat hale getirdiği için saraydan atılmış. Bir cücenin bu şekilde saraydan atılması görülmüş iş değilmiş. Çok üzülen cüce, ne yapacağını bilemez bir şekilde ilerlemeye başlamış.
Cüce yürürken ve bundan sonra ne yapacağını düşünmekteydi. Durmadan yürümeye devam eden cüce, aynı zamanda görünmemek de istiyordu. Çünkü saraydan bu şekilde atılması, yanlışlıkla da olsa kendisi için bir utanç kaynağıydı. Bu şekilde ilerlemeye devam eden cüce, akşam olduğunu bile zar zor fark etmişti.
Nihayet krallıktan çok uzaklara kadar gelmiş olduğunu fark eden cüce, gözlerden uzak bir nokta bulup biraz dinlenmeye karar vermiş. Cüce dinlenirken, uzaklardan kuvvetli bir rüzgar esmiş. Çok geçmeden ılık geceyi aydınlatan ay ışığı kesilivermiş. Oldukça büyük bir gölge, bir çift kanat cücenin üzerinde süzülmekteymiş.
Cüce, çok geçmeden bunun bir ejderha olduğunu fark etmiş. Bu krallıkta ejderhaların, birçok farklı büyülü yaratığın yaşadığı bilinmekteymiş, cüce bundan haberdarmış. Fakat doğduğundan beri sarayda yetiştirilen ve eğitim alan cüce daha önce bir ejderha görmemiş. Krallık topraklarının bu taraflarını görmeye bile henüz bugün fırsat bulmuş.
Cüce ne yapacağını bilememiş, ejderhaların söylentilere göre ateş püskürdüğünü biliyormuş. Çok geçmeden ejderha, cücenin yakınına inmiş. Konuşmaya başlayan ejderha, ateş püskürtme kabiliyetini kaybettiğini anlatmış. Bu durum karşısında ne tepki vereceğini bilemeyen cüce, aynı zamanda ejderhanın ateş püsküremediği için krallıktan kovulduğunu, artık işe yaramadığını ve buralara kadar başıboş bir şekilde uçtuğunu öğrenmiş.
Ejderha ve cüce, kısa sürede arkadaş olmuş. Ejderha, buralardan çok uzaklarda, huzur ve sakinliğin hüküm sürdüğü verimli toprakların olduğunu anlatmış. Cüce, dışlanmadığı ve istediği kadar yemek yiyebildiği bir diyarın hayalinde kaybolmuş. Bunun üzerine ejderha, birlikte o topraklar uçmaya karar vermiş. Cüce bu teklifi kabul etmiş, ejderha ve cüce, her ikisinin de sevilmediği ve işe yaramaz kabul edildiği bu topraklardan, gecenin karanlığında, ejderhanın güçlü kanatlarıyla, hızla uzaklaşmış.
Daha Fazla Masal Okumak İçin Eğitici Masallar Kategorimizi Ziyaret Edebilirsiniz.