Keloğlan Masalları

Keloğlan ve Sihirli Mağara Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarların birinde, ormanların kucağında kurulmuş, kuş sesleriyle uyanan huzurlu bir köy varmış. Bu köyde, dürüst, yardımsever, kalbi cesaretle dolu bir delikanlı yaşarmış: Keloğlan. Herkes onu cesaretiyle tanırmış ama Keloğlan’ın kimsenin bilmediği bir özelliği daha varmış. O sadece akıllı ve iyi kalpli değil, aynı zamanda hayvanların dilinden anlayabilen çok özel bir yeteneğe sahipmiş.

Günlerden bir gün, köylüler her zamanki gibi kuş sesleriyle değil, toprağı titreten korkunç bir gürültüyle uyanmışlar. Herkes etrafa koşuşturup ne olduğunu anlamaya çalışırken bir de bakmışlar ki dağların ardından üç dev inmeye başlamış. Her adımlarında ağaçlar devrilmiş, kuşlar göğe kaçmış, dereler kurumuş. Devler, köyün sınırına gelmiş ve ormanın içinden geçerek her yeri yıkmaya başlamışlar. Devler, köylülerin tüm yiyeceklerini yiyip tarlalarını talan ederken zavallı köylüler ne yapacaklarını bilmez halde korkuyla evlerine saklanmış. Korkudan kimse evlerinden çıkamıyor ve çaresizce bekliyormuş.

keloglan yan gorsel

Tüm köyün içinde beklemeyi ve pes etmeyi düşünmeyen tek kişi varmış: Keloğlan. Artık devler evlere girmeye başladığında Keloğlan daha fazla duramamış ve tüm cesaretini toplayarak, sırtında çantası, elinde asası, devlere görünmeden ağaçların arasından gizlice ormana doğru yola çıkmış.

Keloğlan saatlerce yürümüş, en sonunda yorulup bir ağacın dibine çökmüş. Tam yorgunluktan uykuya dalacağı sırada duyduğu sesle irkilen Keloğlan’ın kalbi korkuyla çarpmaya başlamış. Saniyeler sonra ağaçların arasından çıkan hayvan dostlarını görünce rahatlayan Keloğlan, onlara akıl danışmaya karar vermiş. Sincap, baykuş, tilki, karga ve Keloğlan beş dost oturmuşlar, düşünmeye başlamışlar.

Karga, diğer karga arkadaşlarını çağırıp devlerin kafasına taş atma fikrinde bulunmuş ama devler o kadar büyükmüş ki bu plan bir işe yaramazmış. Saatlerce hepsi bir fikir sunarken, baykuş aklına gelen şeyle heyecanla konuşmaya başlamış:

— Sessiz Orman’ın kalbinde, devleri uyutabilecek bir sihirli flüt saklı. Bu flüt yalnızca iyi yürekli ve cesur biri tarafından çalınabilir. Ama oraya giden yol uzun ve tehlikelerle dolu.

Keloğlan başta biraz korksa da başka çarelerinin olmadığını biliyormuş. Kararlılıkla gülümseyerek: — Yol ne kadar tehlikelerle dolu olursa olsun, bizi kurtaracak güç içimizde saklı. Hadi gidelim, demiş.

Yolculuk başlamış. Keloğlan bataklıklardan geçmiş, taş köprülerden yürümüş, dikenli yollarda yürürken ayakları yara olmuş. Ama yılmamış. Geceleri ormanda ateş yakmış, tilkiyle yolları tartışmış, yolda gördüğü bir tavşanla kamp kurmuş. Karşılaştığı ayı dostu, ona devlerin nerede olduğunu göstermiş. Kartal, yukarıdan gözcülük etmiş. Böyle böyle günler geçmiş, Keloğlan mağarayı bulabilmek için az uyuyup çok yürümüş.

Aradan günler geçmesine rağmen mağarayı bulamayan Keloğlan, bir ağaç dibinde umutsuzlukla uykuya dalmış. O gece rüyasına yaşlı bir geyik girmiş ve Keloğlan’a şunları söylemiş: — Cesaretle yürüyen, ışığı da yanında taşır. Flüt seni bekliyor ama sınavdan geçmelisin.

Sabah olduğunda, uykudan uyanan Keloğlan, yoğun sisin içinde devasa bir mağara görmüş. Mağaranın kapısında şu sözler yazıyormuş: — Korkusunu yenen, içeri girer.

Keloğlan derin bir nefes almış, adımını atmış. İçerisi taşlarla kaplıymış. Büyülenmiş şekilde etrafı inceleyen Keloğlan, ortadaki kürsüde parlayan sihirli flütü görmüş. Elini uzatıp flütü kavradığında, içinden yumuşak bir melodi yükselmiş. Flütü dudaklarına götürüp çalmaya başlamış.

keloglan yan gorsel 2

Melodi, ağaçlardan taşlara, kuşlardan devlere ulaşmış. Devler birer birer durmuş, gözleri kapanmış ve sessizce yere yığılmışlar. Derin bir uykuya dalmışlar. Tehlike artık sona ermiş.

Keloğlan, büyük bir mutlulukla ve yanında hayvan dostlarıyla köye döndüğünde herkes dışarı fırlamış. Tarlalar yeniden yeşermiş, nehirler akmaya başlamış. Çocuklar sevinçle etrafında dönmüş. Tüm köylü ona devleri nasıl alt ettiğini sorarken Keloğlan sadece gülümsemiş ve demiş ki: — Gerçek güç, yüreğiyle yürüyenlerdedir.

O günden sonra, Keloğlan hem köyünün hem de doğanın kahramanı olarak anılmış.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu