Yemyeşil çayırların ve renkli çiçeklerin bulunduğu bir ormanın kenarında, küçük bir çiftlik vardı. Bu çiftlikte birçok hayvan yaşardı ama hepsinin en sevdiği, Pamuk adında minik, kar beyazı bir kuzuydu. Pamuk henüz çok gençti ve dünyayı keşfetme arzusuyla doluydu.
Her sabah Pamuk çiftliğin etrafındaki çayırlarda gezinir, çiçekleri koklar ve kelebeklerle oynardı. Annesi ona her zaman ormanın derinliklerine gitmemesini söylerdi. Ormanda tehlikeli yaratıklar, özellikle de kurtlar vardı. Pamuk annesinin sözlerini dinler ve çiftliğin güvenli sınırları içinde kalırdı.
Ancak bir bahar sabahı, her zamankinden daha renkli bir kelebek gördü. Bu kelebek öylesine güzeldi ki, Pamuk ona doğru koşmaya başladı. Kelebek uçtukça Pamuk da onu takip etti ve farkında olmadan çiftliğin sınırlarını aşıp ormanın içine girdi.

Ormanda Beklenmedik Karşılaşma
Pamuk bir süre sonra kelebeği kaybetti ve etrafına baktığında nerede olduğunu anlayamadı. Ağaçlar yükselmiş, gökyüzü kararmıştı. Ormanın içindeydi ve yolunu kaybetmişti. Korku içinde ağlamaya başladı. Minik sesi ormanda yankılandı.
Tam o sırada çalıların arkasından gri tüylü, keskin bakışlı bir kurt çıktı. Bu, ormanın en korkulan kurdu Gri idi. Pamuk onun kocaman dişlerini ve güçlü çenesini gördüğünde korkudan titredi. Annesi ona kurtların kuzuları yediğini söylemişti. Şimdi onun yemeği olacaktı.
Ancak beklenmedik bir şey oldu. Gri, Pamuk’a yaklaştı ve sordu:
Neden ağlıyorsun küçük kuzu? Kayıp mı oldun?
Pamuk şaşkınlıkla başını salladı. Gri ise Pamuk’un korkusunu anlamıştı ve onu yemek yerine ona yardım etmeye karar verdi.
Korkma küçük kuzu, seni evine götüreceğim. Ormanı iyi bilirim, dedi.

Zorlu Yolculuk ve Gelişen Dostluk
Pamuk önce kurda güvenmek istemedi. Ancak başka seçeneği olmadığını biliyordu. Birlikte yola koyuldular. Orman gittikçe karanlıklaşıyor, tehlikeli sesler duyuluyordu. Gri bu seslere aldırmadan ilerliyor, Pamuk’u koruyordu.
Yolculuk sırasında Gri, Pamuk’a ormanın sırlarını anlattı. Hangi otların yenilebileceğini, hangi yolların tehlikeli olduğunu gösterdi. Pamuk ise çiftlik hayatından, çiçeklerden ve kelebeklerden bahsetti. İkisi de birbirlerinin dünyasını merak ediyordu.
Akşam olduğunda, geceyi geçirmek için güvenli bir yer buldular. Gri avlanmaya gitti ve döndüğünde Pamuk için taze otlar getirdi. Kendisi için ise ormandaki yaban hayvanlarını avlamıştı. Pamuk bunu görünce biraz ürktü ama Gri’nin doğasının bu olduğunu anladı.
O gece yıldızların altında saatlerce konuştular. Gri yalnız bir kurttu ve uzun zamandır gerçek bir arkadaşı olmamıştı. Pamuk ise meraklı ve sevecen bir kuzuydu. İkisi de birbirlerinden çok farklı olsalar da, zamanla aralarında bir dostluk oluşmaya başladı.

Korkular ve Önyargılarla Yüzleşme
Sabah olduğunda yollarına devam ettiler. Öğleye doğru bir dereye ulaştılar. Dere, çiftlik ile orman arasındaki sınırdı. Derenin karşısında Pamuk’un evi görünüyordu. Ancak dere hızlı akıyordu ve Pamuk yüzme bilmiyordu.
Gri, Pamuk’a yardım etmeye karar verdi:
Sırtıma bin, seni karşıya geçireceğim, dedi.
Pamuk tereddüt etti. Ya kurt onu suya düşürürse? Ya bu bir tuzaksa? Ancak dün gece Gri ona zarar vermemişti. Güvenmeye karar verdi ve kurdun sırtına bindi.
Gri dikkatle dereyi geçti ve Pamuk’u güvenle karşı kıyıya bıraktı. Pamuk sevinçle çiftliğe doğru koşmak istedi ama durdu. Gri’ye teşekkür etmek istiyordu. Ancak tam o sırada çiftlikten köpek havlamaları duyuldu. Çiftçi ve köpekleri yaklaşıyordu.

Dostluğun Sınavı ve Zor Kararlar
Köpekler kurdu görünce havlamaya başladılar. Çiftçi tüfeğini çıkardı. Gri tehlikeyi hissetti ve geri çekildi. Pamuk durumu anladı: Çiftliktekiler Gri’yi düşman olarak görüyordu.
Pamuk hızla çiftçinin önüne atladı ve onun Gri’ye ateş etmesini engelledi. Çiftçiye ve diğer hayvanlara, kurdun ona nasıl yardım ettiğini, onu nasıl koruduğunu anlattı. Kimse inanmak istemiyordu. Bir kurdun bir kuzuya yardım etmesi imkansız görünüyordu.
Pamuk ısrar etti ve sonunda çiftçi tüfeğini indirdi. Gri, ormanın kenarında duruyor, Pamuk’a bakıyordu. Pamuk ona doğru koştu ve küçük başını kurdun bacağına dayadı:
Teşekkür ederim Gri, sen benim dostumsun, dedi.
Gri şaşırmıştı. Hayatında ilk kez biri ona dost demişti.

İki Dünyanın Arasında
Çiftçi Pamuk’u evine götürdü. Annesi onu görünce çok sevindi ve bir daha asla ormana yaklaşmamasını söyledi. Ancak Pamuk artık aynı kuzu değildi. Ormanı ve Gri’yi düşünüyordu. İki farklı dünya arasında kalmıştı.
Günler geçtikçe Pamuk çayırın kenarına gidiyor ve ormanı izliyordu. Bazen uzaktan Gri’nin gri tüylerini görür gibi oluyordu. Ona seslenmek, onunla konuşmak istiyordu ama bunu yapamıyordu.
Bir gün çiftliğe vahşi hayvanlar saldırdı. Tilkiler kümese, kurtlar ağıla saldırıyordu. Herkes paniğe kapıldı. Çiftçi tüfeğiyle hayvanları uzaklaştırmaya çalışırken, Pamuk Gri’nin sesini duydu. Gri diğer kurtları uzaklaştırmaya çalışıyordu.
Kurtlar Gri’ye saldırdılar, onu hain olmakla suçladılar. Gri yaralandı ama çiftliği korumaya devam etti. Sonunda vahşi hayvanlar kaçtı ve Gri yorgun düştü.

Yeni Bir Başlangıç ve Alınan Dersler
Çiftçi, kurdun çiftliği koruduğunu görmüştü. Yaralı Gri’ye yaklaştı ve onu tedavi etti. Pamuk sürekli Gri’nin yanında durdu, onun iyileşmesi için dua etti. Yavaş yavaş Gri iyileşti ve güçlendi.
Çiftçi, kurda çiftlikte kalmasını teklif etti. Gri artık sürüyü koruyan bir çoban köpeği gibi çiftliğin bir parçası olabilirdi. Gri önce tereddüt etti. Sonuçta o bir orman hayvanıydı, bir kurttu. Ama Pamuk’un gözlerindeki sevgiyi gördü ve kalmaya karar verdi.
Zamanla çiftlikteki diğer hayvanlar da Gri’yi kabul ettiler. Gri onları koruyor, Pamuk ise Gri’ye arkadaşlık ediyordu. Birlikte çayırlarda koşuyor, ormanın kenarında oturup gökyüzünü seyrediyorlardı.
Yıllar geçti. Pamuk büyüdü ve sürünün lideri oldu. Gri ise çiftliğin en güvenilir koruyucusu haline geldi. Onların dostluğu herkese, farklılıklarına rağmen birbirlerini anlamanın ve sevmenin mümkün olduğunu gösterdi.
Bu masal bize gösterir ki, önyargılar bizi gerçek dostlukları keşfetmekten alıkoyabilir. Bazen en beklenmedik yerlerden arkadaşlıklar doğabilir. Farklı olmak, düşman olmak anlamına gelmez. Sevgi ve anlayış, en derin korkuları ve en katı önyargıları bile aşabilir.