Eğitici Masallar

Ormanın Bilge Öğretmeni Masalı

Büyük ormanın derinliklerinde, ağaçların gökyüzüne uzandığı, dere sularının şırıl şırıl aktığı bir köşede yaşlı bir baykuş yaşardı. Bu baykuşun adı Bilge idi ve ormandaki tüm hayvanlar onu tanır, saygı duyardı. Bilge, yüzyıllardır yaşıyor, ormanda olan biten her şeyi gözlemliyor ve bilgeliğini artırıyordu. Yaşlı meşe ağacının kovuğunda kurduğu yuvasında, gelen herkese kapısını açar, sorunlarını dinler ve çözüm bulmalarına yardımcı olurdu.

Ormanın diğer tarafında ise genç bir tilki olan Kurnaz yaşardı. Kurnaz adına uygun şekilde, her zaman kolay yoldan başarıya ulaşmak ister, bunun için de sık sık diğer hayvanları kandırır, onların yiyeceklerini çalar ve hiçbir zaman sorumluluk almazdı. Orman sakinleri ondan çekinir, mümkün olduğunca uzak durmaya çalışırlardı.

Bir sonbahar günü, ormanı büyük bir haber sarstı. Yakındaki insanlar, ormanın bir kısmını kesmeye karar vermişlerdi. Bu haber, tüm hayvanları paniğe sürükledi. Herkes ne yapacağını bilemez haldeydi. Yaşlı Bilge, bu durumda bile sakinliğini koruyor, bir çözüm bulmak için düşünüyordu.

Orman sakinleri bir toplantı düzenleyip ne yapacaklarını konuşmaya karar verdiler. Toplantıda herkes kendi fikrini söylüyordu. Kimi kaçmaktan, kimi saklanmaktan, kimi de insanlarla savaşmaktan bahsediyordu. Ancak hiçbiri gerçekçi bir çözüm değildi.

Bu sırada Kurnaz, her zamanki gibi kolay bir çözüm bulduğunu düşünüyordu. Diğer hayvanlara, gidip yakındaki başka bir ormanda yaşayan akıllı bir tilki olduğunu ve onun kendilerine yardım edebileceğini söyledi. Birçok hayvan ona inandı ve Kurnaz liderliğinde bir grup, o ormana doğru yola çıktı.

Bilge ise farklı düşünüyordu. İnsanlarla savaşmanın veya kaçmanın çözüm olmadığını biliyordu. İnsanların neden ormanı kesmek istediğini anlamalı ve onlarla iletişim kurmanın bir yolunu bulmalıydılar.

akil ve bilgeligin gucu

Akıl ve Bilgeliğin Gücü

Kurnaz ve onunla giden hayvanlar, uzun bir yolculuktan sonra vardıkları ormanda, bahsedilen tilkiyi bulamadılar. Aslında Kurnaz, böyle bir tilkinin varlığını uydurmuştu. Şimdi ne yapacaklarını bilemez halde oradan oraya koşuşturuyor, zaman kaybediyorlardı.

Bu sırada Bilge, yanına aldığı birkaç hayvanla birlikte, insanların köyüne yaklaşmıştı. Gece olduğunda, köyün meydanında toplanan insanları gizlice dinlemeye başladılar. Bilge, insanların dilini bilmiyordu ama davranışlarından ve seslerinden bazı şeyleri anlayabiliyordu.

İnsanlar, ormanı kesmek istemelerinin nedenini konuşuyorlardı. Köyde su sıkıntısı vardı ve ormanın arkasındaki dağdan gelen suyu kullanabilmek için ağaçları kesmeleri gerektiğini düşünüyorlardı. Bilge, sonunda sorunun ne olduğunu anlamıştı.

Ertesi sabah, Bilge ve arkadaşları ormana döndüler. Bilge, tüm hayvanları tekrar topladı ve gördüklerini anlattı:

“İnsanlar suya ihtiyaç duyuyor ve bunu elde etmek için ormanımızı yok etmek istiyorlar. Ancak biz, onlara suyun ormanı kesmeden de elde edilebileceğini göstermeliyiz.”

Bilge, ormandaki en yaşlı kunduzlardan biri olan Usta ile konuştu. Usta, suyun akışını değiştirmek ve yönlendirmek konusunda uzmandı. Birlikte bir plan yaptılar. Kunduzlar, ormanın içinden geçen derenin bir kolunu, insanların köyüne doğru yönlendirecek bir set inşa edeceklerdi.

Tüm hayvanlar bu planı duyunca heyecanlandılar ve hemen çalışmaya başladılar. Kuşlar malzeme taşıyor, kunduzlar seti inşa ediyor, diğer hayvanlar da yardım ediyordu. Kurnaz ve grubu da ormana döndüklerinde bu çalışmaya katıldılar, ancak Kurnaz hala kendi planının daha iyi olduğunu düşünüyordu.

isbirligi ve cozumun zaferi

İşbirliği ve Çözümün Zaferi

İnsanlar ormanı kesmeye geldiklerinde büyük bir sürprizle karşılaştılar. Köylerine doğru akan yeni bir dere gördüler. Bu dere, tam da ihtiyaçları olan suyu sağlıyordu. İnsanlar şaşkınlık içinde ormanın kenarında durdular ve bu mucizeyi anlamaya çalıştılar.

Bilge, büyük bir cesaretle insanların karşısına çıktı. Kanatlarını açıp onlara doğru uçtu ve meşe ağacının altına kondu. İnsanlar önce korktular ama sonra bu yaşlı baykuşun kendilerine zarar vermeyeceğini anladılar. Bilge, insanlara doğrudan konuşamasa da, davranışlarıyla onlara bir mesaj vermeye çalışıyordu.

İnsanlar, bir süre sonra ormanı kesmeyi durdurup, yeni akan dereden su almaya başladılar. Bilge ve diğer hayvanlar, uzaktan onları izliyor ve planlarının işe yaradığını görüyorlardı.

Aylar geçti ve insanlar ormanı kesmekten tamamen vazgeçtiler. Hatta bazıları, yeni ağaçlar dikmeye bile başladılar. İnsanlar ve orman sakinleri arasında sessiz bir anlaşma oluşmuştu. İnsanlar suyu alıyor, karşılığında ormanı koruyorlardı.

Kurnaz, bu süreçte çok şey öğrendi. Kolay yoldan başarıya ulaşmanın her zaman mümkün olmadığını, bazen sorunları anlamak ve çözüm üretmek için çaba göstermek gerektiğini anladı. Bilge ile konuştuğunda, ona şöyle dedi:

“Senin yöntemin işe yaradı. Ben her zaman kolay yolu seçtim ve bu beni hiçbir yere götürmedi. Artık değişmek istiyorum.”

Bilge gülümsedi: “Öğrenmek için hiçbir zaman geç değildir, Kurnaz. Önemli olan hatalarımızdan ders çıkarmak ve büyümektir.”

O günden sonra Kurnaz, Bilgenin yanında kaldı ve ondan çok şey öğrendi. Zamanla ormandaki diğer genç hayvanlar da onlara katıldı. Bilge, onlara sadece hayatta kalmayı değil, aynı zamanda doğru olanı yapmayı, sorumluluklarını üstlenmeyi ve işbirliğinin gücünü öğretti.

Yıllar sonra, Bilge gökyüzüne uçup gittiğinde arkasında bilge öğrenciler bıraktı. Orman ve köy arasındaki dostluk güçlendi. İnsanlar, ormanın değerini anladılar ve onu korumaya yemin ettiler.

Bu hikayeyi duyan her çocuk, sorunların çözümünde aklın, bilgeliğin ve işbirliğinin önemini öğrendi. Kurnazlık ve kolay yollar yerine, anlayış ve çaba ile çok daha büyük başarılara ulaşılabileceğini anladı. Ve belki de en önemlisi, farklı canlıların bile birlikte uyum içinde yaşayabileceğini gördü.

Masalın sonunda anlıyoruz ki, gerçek bilgelik kitaplarda değil, hayatın içinde ve doğada saklıdır. Önemli olan onu görebilmek ve değerini bilmektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu