Bir zamanlar, yemyeşil ağaçlarla kaplı, berrak derelerin aktığı bir orman varmış. Bu ormanın en kurnaz sakinlerinden biri, kızıl tüyleri güneşte parlayan bir tilkiymiş. Bu tilki sadece kurnazlığıyla değil, aynı zamanda hazırcevaplığı ve esprili kişiliğiyle de tanınırmış. Ancak tilkinin bir huyu varmış ki, bu da başkalarına şaka yapmaktan büyük keyif almasıymış.
Ormanın diğer sakinlerinden biri de uzun bacakları ve sivri gagasıyla dikkat çeken bir leylekmiş. Leylek, göl kenarındaki sazlıkların arasında yaşar, balık avlar ve genellikle kendi halinde, sakin bir hayat sürermiş. Ormanın diğer sakinleriyle pek muhatap olmaz, yalnızlığın tadını çıkarırmış.
Günlerden bir gün, tilki ormanda gezinirken leyleği görmüş ve içinden bir şaka yapma dürtüsü kabarmış. Kurnaz tilki, leyleğe yaklaşarak en tatlı sesiyle konuşmaya başlamış:
Sevgili leylek komşum, uzun zamandır seni göremiyorum. Evime gelip benimle akşam yemeği yemek ister misin? Özel bir tarif hazırlayacağım.
Leylek, bu beklenmedik davetten etkilenmiş. Genellikle yalnız yaşamayı tercih eden leylek, sosyal bir etkinliğe katılma fikrinden hoşlanmış ve daveti kabul etmiş.

Tilkinin Hileli Daveti
Tilki, evine döner dönmez planını uygulamaya koymuş. Güzel kokulu, lezzetli bir çorba hazırlamış. Ancak çorbayı, çok düz ve geniş tabaklara koymuş. Biliyormuş ki leylek, sivri ve uzun gagasıyla bu tabaktan yemek yiyemezmiş.
Akşam olduğunda leylek, tilkinin kapısını çalmış. Tilki, misafirini güler yüzle karşılamış ve hemen yemek masasına davet etmiş.
Buyurun, özellikle senin için hazırladığım çorbamı tatmanı istiyorum, demiş tilki sahte bir nezaketle.
Leylek, masaya oturmuş ve önüne konan düz tabağa bakmış. Sivri gagasıyla çorbayı içmeye çalışmış, ancak ne kadar uğraşsa da başaramamış. Gaga yapısı, düz tabaktan sıvı almaya uygun değilmiş. Tilki ise kendi tabağındaki çorbayı afiyetle içmiş ve leyleğin çaresizliğini gizlice izlemiş.
Yemekten sonra tilki, sırıtarak sormuş:
Çorbamı beğenmedin mi? Neden hiç yemedin?
Leylek, durumu anlamış ama belli etmemiş. Nazikçe teşekkür etmiş ve ayrılmış.

Leyleğin Zekice Misilleme Planı
Evine dönen leylek, tilkinin yaptığı şakaya karşı bir plan yapmaya başlamış. Tilkinin kendisine yaptığı gibi o da tilkiyi yemeğe davet etmeye karar vermiş. Birkaç gün sonra, tilkiyle karşılaştığında:
Sevgili tilki dostum, geçen akşam için teşekkür ederim. Şimdi sıra bende. Yarın akşam benim evimde yemek yemeye ne dersin? demiş.
Tilki, leyleğin daveti karşısında şaşırmış ama memnuniyetle kabul etmiş. Kendi kendine, leyleğin evinde nasıl bir ziyafet olacağını merak etmiş.
Ertesi akşam, tilki leyleğin evine gitmiş. Leylek, misafirini güler yüzle karşılamış ve hemen yemek masasına oturmuşlar. Leylek, tilkinin önüne uzun boyunlu, dar ağızlı bir vazo benzeri kap koymuş. İçinde nefis kokan bir et suyu varmış. Kendi önüne de aynı tür kaptan koymuş.
Leylek, uzun gagasını vazoya sokarak lezzetli et suyunu kolayca içmeye başlamış. Tilki ise ağzını dar ağızlı vazoya sokmaya çalışmış, ancak başaramamış. Ne kadar uğraşsa da, sadece biraz yalayabilmiş. Açlıktan karnı guruldarken, leyleğin afiyetle yemek yemesini izlemekten başka çaresi kalmamış.

Dostluğun ve Saygının Önemi
Yemek bittiğinde leylek, tilkiye dönmüş ve nazik bir sesle şöyle demiş:
Umarım yemeğimi beğenmişsindir. Bana yaptığın gibi, ben de senin için özel bir şey hazırladım.
Tilki o an, leyleğin kendisine ders verdiğini anlamış. Utanarak başını öne eğmiş ve şöyle demiş:
Dostum, bana önemli bir ders verdin. Başkalarına saygı göstermek ve onları düşünerek davranmak gerektiğini hatırlattın. Sana yaptığım şaka için özür dilerim.
Leylek, tilkinin bu içten özrünü kabul etmiş ve şöyle yanıtlamış:
Önemli olan hatalarımızdan ders çıkarmaktır. Gerçek dostluk, birbirimize saygı göstermekle başlar.
O günden sonra tilki ve leylek, birbirlerine karşı daha anlayışlı ve saygılı davranmaya başlamışlar. Zamanla, ormanın en iyi dostları haline gelmişler. Tilki, şakalarını yaparken artık karşısındakinin duygularını düşünmeyi öğrenmiş. Leylek ise, kendini diğer orman sakinlerine daha çok açmaya başlamış.
Tilki ile Leylek Masalından Çıkarılacak Dersler
Bu masal bize, başkalarına nasıl davranırsak öyle karşılık göreceğimizi hatırlatır. Empati kurmak ve karşımızdakinin durumunu düşünmek, sağlıklı ilişkilerin temelidir. Ayrıca, birine kötülük yapan kişi, aynı kötülüğü görmeye hazır olmalıdır.
Tilki ile Leylek masalı, çocuklara ve yetişkinlere, başkalarıyla olan ilişkilerimizde adil ve düşünceli olmanın önemini öğretir. Gerçek dostluk, karşılıklı saygı ve anlayış üzerine kurulur.
Ormanın diğer sakinleri de bu iki dostun hikayesini duymuş ve onlardan çok şey öğrenmişler. Artık ormanda herkes birbirine daha saygılı davranır, misafirlerine özen gösterir ve şakalarını yaparken karşısındakinin durumunu düşünürmüş.
Bu güzel orman, tilki ve leyleğin öğrendiği değerli dersin sayesinde daha huzurlu ve mutlu bir yer haline gelmiş. Ve bu hikaye, nesilden nesile aktarılarak, küçük büyük herkese önemli bir hayat dersi olmuş.